ALEVİLERDE MEZAR KALDIRMA

ALEVİLİKTE  MEZAR  KALDIRMA TÖRENLERİ

 

Her inancın kendi içerisinde hatta yaşatıldığı değişik coğrafyalarda farklı kültürlerini ve farklı ritüellerini görmek mümkündür. Bunlardan birisi de Alevilerde Mezar Kaldırma ritüelidir.

Mezar törenlerini Alevilerin tamamında göremiyoruz. Bazı bölgelerde tam bir tören havasında geçerken kimi yörelerde (Tunceli,Elazığ,Erzincan) sadece aile tarafından yapılan bu etkinliğin özellikle Sivas, Kayseri,K.Maraş ve Adana’nın bir bölgesinde (Sarız, Develi,Tufanbeyli, Göksun, İmranlı) bölgelerinde aylar öncesinden yapılan hazırlıklar bölge insanının bu etkinliklere katılımlarını zorunlu hale getirmiştir.

Mezar Kaldırma ile ilgili oldukça farklı yorum ve söylenceler vardır.

Başlangıçta mezar kaldırma deyince çok daha farklı anlayışa sebebiyet verebiliyor.

Mezar kaldırma bir nevi anma,acıları sonlandırma ve bir yakınını kaybetmenin acılarını biraz olsun azaltarak  normal hayata dönme anlamını ifade etmektedir. 

Mitolojik bilgilere göre:

Hz. Hüseyin ve taraftarları Kerbela da katledildikten sonra yakınları tarafından  uzunca bir süre Kerbela’daki  mezarları ziyaret edilememiştir. İmam Zeynel Abidin ve yakınları  Beşir isimli biri aracılığı ile Kerbela’yı ziyaret ederler ve Mezarları düzeltirler,bakım ve onarım yaparlar.

Yirmi  gün boyunca mezarların başında kalırlar. Bu ziyaretin Yirmi üç Mayıs,  On üç Haziran tarihleri arasına rast geldiğini kabul eden  bazı Aleviler (Dımili, Koçgiri, Hemkan, Kumreşli.. gibi bazı Alevi kollarının bir kısmı) Kerbela’ya gitme imkanları olmadığı için bu ziyareti sembolik olarak  her yıl kendi mezarlıklarını ziyarete dönüştürmüşler.

Bir başka anlatım ise;

Geçmişte iklim şartları çok daha sert ve korkutucu olmakta idi. Ulaşım sorunu vardı.

Kötü hava şartlarında köyünden,evinden uzak bir yerde hakka yürüyen canın bedeni (Mefra-Cenaze) köyüne getirilmediği için bulunduğu yerde toprağa konurdu. Havaların düzelmesinden sonra yani Baharın bitimi ile yaz ayının başlangıç ayı olarak kabul edilen ve Hicri takvime göre iki ayın birleştiği yirmi günü Mayıs ayı sonu ile Haziran ayı içerisine girdiği için Yirmi üç Mayıs ile Onüç Haziran arasına denk gelen günde mefta bulunduğu yerden alınarak kendi köyündeki mezarlığa nakledilirmiş.

Bu yüzden de bu törenlere Mezar Kaldırma töreni yada Mezar kaldırma erkanı denilirmiş.

Günümüzde şartlar değiştiği gibi bu törenlerin de şekli ve muhteviyatı değişmeye başladı.

 Dersim bölgesinde biraz farklıcalıklar daha çok dikkati çekmektedir.

Baharın kazma vurma denilen mezarın etrafını düzelterek sobahara kadar beklenir, köyde işler bittikten sonra mezar taşları düzeltilerek kayması engellenecek şekilde yapılır. Sonbaharda bölgedeki özellikli taşlarla mezar yapılırdı.

İçanadolu bölgesindeki Alevilerin bir kısmında;

Mayıs ayından bir sonraki yılın Mayıs ayına kadar ki dönem içerisinde hakka yürüyen (ölenlerin)canların  mezarları bu bir aylık süre içerisinde yaptırılır. Bazı aileler Hakka yürümenin (ölümün) üzerinden bir kış geçmesini beklerler, bazıları bir yıl geçtikten sonra mezara kazma vururlar. Kazma vurmak o günkü geleneğe göre mezar yapımına başlama idi. Buna da mezar Kaldırma (mezarı yükseltme) denilmiştir.

Sarız İlçesi İncemağara,Ördekli,Gümüşali,Sancakağıl,Darıdere köyleri,

Göksun İlçesi Alıçlıbucak,Göynük ve Keklikoluk ile 10 civarında  Alevi köyü,

Develi İlçesi Çadıryeri,Alaylı,Karapınar,Derebaşı köyleri.

 Tufanbeyli İlçesinin  Hanyeri,Çiftlik, Emirgazi, Taşpınar,Fatmakuyu,Ağdere ve daha birçok köylerde bu törenler yapılmaktadır.

 

Bir can Hakka yürüdüğü vakit bütün yakınları toplanır ve Hakka uğurlama erkanı ile o canın bedeni toprağa sırlanır. Alevilerde cenazenin sırlanmasından sonra  (defnedildiği gün) verilen yemekten sonra kırk gün sonra Kırk Lokması diye bir yemek daha verilir ve cenaze  sahipleri artık işlerine dönerler ama yaslı günleri henüz bitmiş değildir.

 Mezar törenleri bitene kadar düğün ve eğlencelere pek katılmazlar. Önceden programlanmış olsa dahi düğün,nişan gibi törenler ertelenir. Bayramlarda yakınları bu evlerde toplanarak Bayramlaşma burada başlar ama Mezar törenlerinden sonra her şey normale dönmüş olur. 

Mezar kaldırma törenlerinin dönemi bellidir ama aynı güne denk gelmemesi için yakın köyler önceden bir araya gelerek her köyün mezar töreninin yapılacağı günleri belirler ve herkese duyururlar.

Mezar Kaldırma günü insanlar uzaktan,yakından sabahın erken saatlerinde o köyde toplanırlar. Gelenler o köyde Hakka yürüyen canların yakınlarının evlerini tek tek ziyaret ederler. Ziyarete giderken yanlarında bir veya iki paket  Çay ve şeker de götürürler.

Çok kısa bir ziyaret. Çay,Kahve ikramından sonra başsağlığı dileyerek bir başka evi ziyaret ederler.

Kalabalık fazla olduğu için insanlar peş peşe bütün evleri hızlı bir şekilde ziyaret ettikten sonra köyün orta yerinde toplanırlar. Şimdilerde birçok Alevi köyünde Cemevi veya Kültür evi yapıldığı için buralarda toplanılır.

Ziyaretler birkaç saat içerisinde bittiği için Cemevinden toplu olarak Mezarlığa gidilir.

Mezarlık ziyaretinde kadın,erkek,büyük,küçük ayrımı yapılmaz ve herkes mezarlıkta yakınlarının mezarlarını ziyaret ederler  Mezarları başında yakınları ağıtlar,methiyeler,Gülbanglar,temennalar okurlar. Dışarıdan gelen ve çok yakını olmayanlar ise mezarlıktaki inanç önderi,kanaat önderi mezarı varsa gider o mezarları ziyaret ederler. Oda yoksa en yakın tarihli mezarlar ziyaret edilir,dost ve arkadaşlarının yakınlarının mezarlarını ziyaret ederler, mezara niyaz olunur ve mezarlığın uygun bir yerinde toplanılır.

Geçmiş tarihlerde hazır mezar olmadığı için Temennalar,gulbanglar okunarak mezarın etrafı düzeltilir,taşlar dikilir etrafı düzenlenir ve sadece toprak halde olan mezarlar etrafı taşlarla çevrilerek düzenleme yapılır ve mezar toprak hizasından biraz da olsa yükselmiş olurdu, mezar yükseğe kaldırılmış olurdu.

 Günümüzde Mezarlar Mermerden,yontu taşlardan veya Betondan yapılmakta ve bunu meslek edinmiş ustalar vardır. Kendi atölyelerinde hazırlayıp getiriyor ve monte ediyor o yüzden mezarlar önceden yapılır, Çiçekler ekilir etrafları yeşertilir Mezat taşları motiflerle süslenir. Maniler yazılır. 

Mezara giderken önceden tatlılar hazırlanır. Un ve tere yağından un helvası yapılır. Lokumlar, Bisküviler alınır, Oğlak veya kuzular kesilir parçalanmadan haşlama olarak pişirilir mezarlığa götürülür.Mezarlığa götürülen yemekler kesinlikle sulu yemek olmaz.

 Bunun gerekçesi ise; Kerbela’da Hz. Hüseyin ve yakınları susuz kaldılar, İmam  Zeynel Abidin ve beraberindekiler Kerbela ziyaretlerinde atalarının anısı adına orada kaldıkları sürece yemekler yapıp yediler ama su içmediler. Bunu yaşatmak adına mezarlığa giderken götürülen yiyecekler genelde kuru gıda olur.

Herkes kendi aile mezarlığını ziyaretten sonra mezarlığın müsait bir yerinde toplanır. Getirilen yemekler yenir,topluca  temenna  edilir ve mezarlıktan ayrılıp köyde hazırlanan yemekler yenilmeye gidilir.

Mezara gidilirken herkes yiyecek götürür ama evlerde sadece o yıl hakka yürüyenlerin  yada mezarı yapılanların  evlerinde yemekler pişirilir. Birden çok yerde yemek hazırlandığı için herkes istediği eve gider orada yemekler yenilir,

Temenna yada Erkanname  okunur başsağlığı dilendikten sonra o evden ayrılır diğer evlere gidilir. Sırasıyla bütün yemeklerden tadılmış olunur ve herkese başsağlığı dilenir.

Mezar törenlerine gidilirken genellikle yiyecekler götürülür  yada yemekler için katkıda bulunulur. Koyun, kuzu getirilerek ölü sahiplerinin yemek masraflarına katkıda bulunulacağı gibi çay, şeker, yağ..gibi yiyeceklerde götürülür.

Burada güzel bir yardımlaşma örneği sergilenir. Yemekleri komşular yardım ederek hazırlarlar,bütün gençler yemek servisinde  yardımcı olurlar.

Son dönemlerde köylerde yemekleri ayrı ayrı değil de hep beraber yapmaya başladılar. Bir köyde üç beş yerde yemekler pişirilirken şimdi bir yerde  toplu olarak bir arada bulunulduğu gibi daha da ekonomik olmaktadır. Köylerde cemevlerinin yapılmasıyla bu hizmetler cemevlerine taşındı.

Törenlere katılmak için uzak yakın demeden bütün yakınları toplanırlar. Günümüzde yurt dışında bulunanlar izinlerini bu törenlere göre ayarlarlar.

Lokmalar dağıtılır, yenmeden öce dede sofra temennası okur “Şah yürüsün” der ve herkes lokmaları yeler sonrasında yine toplu vaziyette edenin yada bu hizmetleri yerine getiren kişinin okuduğu temennaya yada erkannameye katılınır.

Bazı bölgelerde Kuran okunmaktadır ama bu, sonradan Alevilere dayatmanın bir ürünü olsa gerek.

Uygun bir yerde mezarı yapılanların yakınları dizilirler ve gelen tüm insanlar sırayla başsağlığı ve temennalarda bulunarak oradan ayrılırlar.

Başsağlığı dilenirken;

Başınız sağ olsun,devri daim olsun derler.

Devri daim olsun ışığı bol olsun.

Hakla Hakk oldu,ışığı tüm insanlığı aydınlatsın.

Işığı bol olsun,Hızır yardımcınız olsun gibi dileklerde bulunulur.

 

KABİR BAŞINDA OKUNACAK TEMENNA

 

Hazırda bulunan Canlar Cümlenizin Himmetiyle

Bism-i Şah, Bism-i Şah.

 

Sevgili (hakka yürüyenin adi) ………….  Canlar.

Sizler bir süre önce aramızdan ayrılıp Hakk’a yürüdünüz.

O’nun sonsuz hazine-i rahmetine ulaştın.

Çünkü. Hakk’ın yarattığı Can. Akıbet bir gün tekrar “Didar-i Hakk’a” dönecektir elbette.

Sizleri pir-i pak eyleyip turaba teslim ettik.

Şimdi Can olarak Alem-i Ervah’da Hakk’la Hakk oldunuz.

Sizin cismane halinizi, O kıyamadığımız can taşıyan teninizi, sevgi, saygı ve dostluk duygularınızı unutamayız.

Yüreklerinizin sıcağında herkese beslediğiniz sevgiyi bizlerde hatıramızda anarak… Bedenlerinizi de Hakk’a emanet ettik.

Ey sevgili ……….. Canlar. Sizler, Hakk Yolu’na  “ikrar vermiş, Yol’a talib…” (yol abidi bendesi.) olarak aramızdan ayrıldınız.

 

Aile çevreniz/sevdikleriniz/dostlarınızla birlikte toplandık…

Şimdi sizlere gönül istikametinde temennaya durduk: Temennamız gerçeklerin, ermişlerin, evliyaların, embiyaların, Ulu önderlerin Dar-ı Divanın’da yüzünüz ak… Özünüz pak ola,

Mürşidinize, Pirininize, Rehberinize  Hüsn-i rızanız ile olan ikrar ve itikadınız. Sizlere Hakk katında Ak-ı delil ola.

Bütün ikrarların Âlem-i Gayb’da yardımcınız ola.

Aliy-el Murteza Divanı’nda. İkrar ile imanınız… Makbul ola. Kabul ola.

İnsanlığa ışık tutanların, Hallac-ı Mansurların, Seyyit Nesimilerin, Pir Sultanların ve insanlık yolunda,hak yolunda, halk yolunda can verenlerin de anısı önünde bulunduğumuz temennalar, gönül defterine kaydeyle ya Hakk……..

Ya Hakk, Kerbela’da biat etmeden canını verenlerin ruhlarını ,

On İki İmamın, Ehl-i Beyt’in  ruhlarını gönlümüzde yaşatmaya devam ediyoruz.

 

Ya Hakk… inandığı dava adına hak yolunda can verenlerin, çilesini çekenlerin aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Davaları davamız olarak devam edecektir.

 

Ey……………canlar ;siz aramızdan göçüp  Hakk’a ulaştınız.

İstemeyerek, O Turab’a bedenlerinizi teslim ettik ama.

Elbet bizlerde yaşadıkça… Sizin hayalleriniz… Hatıralarınız. günbe gün bizlerle birlikte ebediyen gezecek, yaşayacak… Unutulmayacaksın…

Sevgili canlar………..unutulmaz hatıralarınızı yâd ederek…

Sizin temiz ve kusursuz ruhlarınızı incitmeden…

Daim gönlümüzde, dilek ve temenna’larımızda, kalbimizde anacağız.

Daima yönümüz, gönlümüz o kutsal ruhlarınıza dönük olacak…

Özümüzde Aşk-i Niyazla, sizleri  gönül sevgimizle hatıralarda koruyacağız, taşıyacağız…

 

Bar-i Huda Aşk-ı Niyaz’ıyla temennamız.

Ehlibeyt katarından, dinarından mahrum olmayasınız.

Hak Muhammed Ali yardımcınız olsun.

26.06.2015

Abbas Tan