ALEVİ KURUMLARINDA SEÇİM KAZANMA FORMÜLÜ

ALEVİ KURUMLARINDA SEÇİM KAZANMA FORMÜLÜ

Türkiye’de politika yapmak, seçim kazanmak biraz zor ama Alevi Kurumlarında son derece kolay. Yeter ki formülü iyi bil ve işlet,birazda Alevi öğretisinden uzak dur o kadar.

Son dönemler Alevilerle ilgili oldukça fazla yazılar yazılır,eleştiriler getirilir ama değişen bir şey olmaz.

24.9.2008 tarihinde Alevi Örgütleri Nereye gidiyor başlıklı bir yazıyla görüş ve düşüncelerimi Alevi Kurum yöneticileri ile paylaşmıştım. Alevi kurumları paye dağıtım merkezi oldu diye 19.5.2011 tarihinde bir yazı daha yazmıştım.

Bugün baktığımızda değişen bir şey yok,aynı mantık,aynı uygulama devam ediyor.

Alevi öğretisinde etik değerler son derece önemlidir. Bu değerleri çiğnemek yolu çiğnemek anlamına gelir diye öğretmişlerdi geçmişte.

Şimdilerde ne yol kaldı nede yolak.

Türkiye’de örgütlü Aleviler üç kurum içerisinde birlik oluşturdular. Bunlardan Alevi Dernekler Federasyonunu bir kenara bırakalım.

 

En büyük kurum Alevi Bektaşi Federasyonu ki 35 Bileşeni ile 300 civarında şubeleri ile ciddi bir birliktelik.

İkincisi Alevi Vakıflar Federasyonu. Birkaç bileşeni ve içerisinde CEM Vakfı da var.

Üçüncü güçlü kurum Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı.

 

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Ali Doğan’ın Hakka yürümesiyle tekelleşti ve istediğini üye yapıp istediğini üye kaydetmeyen, seçimleri etkileyecek şekilde üye kaydeden toplumdan soyutlanmış, birkaç şubenin dışında diğerleri adeta tabela Vakıf şubesine dönüşmüş, değişmez yönetici anlayışı ile yönetilen ve ne yaptığı bilinemez olmuş bir kurum.

 

Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF) Tüzüğü hazırlanırken Alevilikten uzaklaşmış, birilerinin eğlenip,dinleneceği kurum haline gelmiş.

Bu kurumda Genel Kurullarda seçim yapılmaz. Onursal Genel Başkan bir liste hazırlar bu liste Genel Kurulda oylanmaz. Sadece bilgi verilir ve oy birliği ile kabul edildiği tutanaklara kaydedilir. (Şu günlerde ABF yetkililerini ellerinin altına almış istediği gibi oynatıyor konumda)

 

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) kendisini Demokratik Alevi Hareketi olarak görür ve her şeyin demokrasi çerçevesi içerisinde yürütüldüğünü söylerler.

35 bileşenin 2 büyük ayağını AKD ve PSAKD oluşturur. Bir diğer ayak da 33 tane Şubesiz  (Bağımsız) Dernekler olarak ifade edilir.

Tüzüğe göre her üye dernek 4 delege ile temsil edilir ve her 750 üye için bir delege ilave edilir.

Bu tüzüğe göre delege sayısı ortaya çıkar. 8.6.2014 tarihinde yapılan Genel Kurulda;

AKD 101 delege ile temsil edildiğine göre 101-4 = 97 x 750 = 72.750 Üye olması gerekir.

PSAKD 100 delege ile temsil edildi.          100-4 = 96 x 750 = 72.000 üye olması gerekir.

 

AKD 106 Şubesi ile kaç üyeye sahip ve delege neye göre hazırlandı ABF Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu  bunu bilmiyor. AKD yöneticileri de bilmiyor. Geçmişten gelen yanlış uygulamalar ve Bağımsız derneklerin delege sayıları göz önünde bulundurularak seçi kazanma adına hazırlanmış delege sayısı.

Genel merkez kayıtlarında 106 şubenin olduğu söylenir ama kaçı faal bilen yok. Hangi şubenin kaç üyesi var,son genel kurulda üyelerin kaç tanesinin seçme ve seçilme hakkı vardı bilen yok. ABF Genel Kuruluna 101 delege ile katılacak AKD ancak delegelerin yarısını genel kurula getirebildi. Hazırladıkları listeye kendi delegelerinin üçte birisinin oyunu alabildiler ve seçim kaybettiler.

 

PSAKD 70 civarındaki şubeleri ile kaç üyeye sahip ve kaç delege olması gerektiğini yine PSAKD ve  ABF Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu bilmiyor.

Bu iki kurumdan AKD kendisine göre bir Üst Kurul delegesi belirlemiş ve ona göre delege seçmeye devam ediyor.

PSAKD de AKD nin Genel Kurulunda seçilen üst kurul delegesine göre bir aşağı kendi delegesini belirliyor. ABF Yönetimi ve Denetimi buna ses çıkartmıyor, çıkartamıyor. onların da işine geliyor.

Ama Bağımsız Dernekler yada Şubesiz dernekler olarak ifade edilen diğer bileşenlerin delegelerini de ABF nin o tarihteki görevli Genel Sekreteri belirliyor.

Bazı Dernekler 4 delege ile, bazıları 5 delege ile bazıları da 1 delege ile temsil ediliyor.

 

Bütün bu uygulamalara itiraz edecek zaman dahi bırakılmıyor. 18.5.2014 tarihinde yapılması kararlaştırılan 7. Olağan Genel Kurul toplantısı çoğunluk sağlanmadığı gerekçesi ile 25.5.2014 tarihine ertelendi.

Birinci toplantıya kaç kişinin katıldığına dair hazırlanan erteleme tutanağında bir bilgi yok.

25.5.2014 tarihinde yapılması kararlaştırılan genel kurul Genel Başkanın talimatı ile (Ok Meydanı Cemevi baskını gerekçesi ile) bir kez daha ertelendi ve Genel Kurulun yapılacağı tarih , yer belirlenmedi. Bir süre sonda 8.6.2014 tarihinde yapılacağı ,İlanda yazılı Genel Kurulun yapılacağı salonda değil bir başka salonda yapılacağı gayrı ciddi bir şekilde duyuruldu. (Tüzüğe ve yasalara aykırı bir biçimde).

ABF Genel kurulunun ertelenerek yapıldığı güne kadar Hazurin Cetveli yoktu. Çünkü hesapların  tutmadığı görüldüğü için Hazurin cetveli ortaya çıkartılmadı.

 

Günler öncesinden Kurum Başkanları AKD,PSAKD Gn. Bşk. Bir araya  gelerek herkesi kucaklayacak ortak bir liste hazırladılar. Bağımsız Derneklerde buna dahil edildi.

Gn. Başkan ve Gn. Sekreter belirlendi,Divan Başkanı dahi belirlenerek toplantı sona erdi.  Her ne hikmetse genel Kurulun yapılacağı günün bir gün öncesi gece bu antlaşmalar bozularak gizli pazarlıklar başladı. (Alevi öğretisine ne kadar uyuyor ise)

 

PSAKD 100 delegeye sahip, doğal delegeler 39 kişi ve tamamına yakını PSAKD tarafından belirlenen Adaya destek verecekler ve yine seçimi kazanma şansı olmayınca paye dağıtarak seçim kazanacaklar.

ABF Tüzüğünde 21 kişilik GYK dan 9 kişilik MYK seçilir.

Bunlar:

1 Genel Bşk,

1 Genel Sekreter,

1 Genel Sayman,

1 Örgütlenme Sekreteri,

1 Eğitim ve Bilim Sekreteri,

2 Genel Başkan Yardımcısı,

2 MYK üyesi. olması gerekiyor.

Tüzükteki bu madde dikkate alınmayarak;

 

1 Genel Başkan,

1 Genel Sekreter,

1 Genel Sayman

8 Genel Başkan Yardımcılıkları 2 olması gerekirken,

4 Örgütlenme sekreterliği 1 olması gerekirken.

2 Genel Sekreter Yardımcılığı. Tüzükte olmamasına rağmen.

1 olan Eğitim Bilim sekreterliğini 2 ye çıkartarak herkese unvan verince hayatında böyle bir paye elde edemeyecekler yada geçmişte yurtdışındaki örgütlerde görevliler iken bir şekilde oradan uzaklaştırılmış olanlar böyle bir imkan bulunca balıklamasına atlayarak kendilerine yer bulacaklar.

Alevilere hakaret eden birisini çeşitli sebeplerle (maddi destek alındığı iddiaları varken) sözde düşkünlüğünü kaldıranlar burada kendilerine yer bulacaklar.

Siyasi kimliklilerin arkasına saklananlar onların rica ve zorlamaları ile yer bulanlar. Milletvekilleri, Belediye Başkanları devreye girerek delege avcılığı yapacak

 

Bir taraftan İnanç Kurulu 2.Başkanlığı yapacak,diğer taraftan Bir Belediye Başkanının Danışmanlığını yapacak, sözde tarafsız olarak Divan Başkanlığına oturacak ama listenin birisinde kendisine yer bulacak hem de ABF Genel Başkan Yardımcılığı gibi bir paye sahibi olacak.

Genel Kurulda Faaliyet Raporu üzerinden görüşmeler yapılırken Blok listeye karşı çıkacaklar, antidemokratik bir seçim diyecekler 5 dakika sonra açıklanan aday listede hem de 2 ve 5 sıralarda aday olacaklar, sonra da Genel Başkan Yardımcısı olacaklar.

 

Seçim kazanıp genel Başkan Yardımcısı olanlar, diğer organlarda yer alanlar bir önceki dönemde yine yönetimlerde idiler ve yukarıda sıralanan olumsuzluklara imza atanlar bugün göreve gelince bu kuruma nasıl bir katkı sunacaklar?

Bunların Aleviliğe ne kattıklarını,katacaklarını Alevi kamuoyu değerlendirecek ama asıl sorun ve sıkıntı 2015 yılında yapılacak Genel Seçimlerde ABF nin yeni Yönetim kurulu görev başında olacaklar.

Siyasi partilere yaptırım uygulayacaklar.

Geçmişte Milletvekilliği, Belediye Meclis üyeliği için aday olan bazı saygın yöneticiler 2015 seçimlerinde bakalım ne yapacaklar.

Ceplerinde hazır bulunduracakları ABF amblemli kartvizitleri masaların üzerine koyarak nasıl bir sonuç alacaklar. Bunun geçmişte örnekleri görülmüştü.

Gerçi Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF) yeni Genel Başkanı CHP Genel Başkanından 20 kişilik Milletvekili kontenjanı sözünü almış birilerine yeşil ışık yakıyormuş.

 

ABF yöneticileri AVF ile kendilerini mukayese ederlerse bunlara en az 50 Milletvekili sözünü Kılıçdaroğlu’ndan almaları hiç de zor olmaz.

Al sana bu kadar yeni kadro istediğin gibi dağıt.

İşte Alevi kurumları bu noktaya getirildi ve geldi.

Bu günlerde Alevilerin ciddi sorunları varmış, IŞİD ve diğer terör örgütleri Suriye,Irak,İran ve sırada Türkiye’de Alevileri tehdit ediyormuş,kaygılar varmış kimin umurunda.

Bir açıklama yapılır her şey biter.

Devletin Aleviler bakışı, Alevi kurumlarının bu gün ki mali durumu,inançsal durumu, Eğitim sorunları, inançlarından dolayı başlarına iş gelmiş insanların Davaları ve sürece ilişkin politikalar karşısında yapılacaklarla ilgili herhangi bir proje varmı? Yok.

Alevi Kanaat önderleri,inanç önderleri,aydınlar,yazarlar,çizerler İstanbul’da toplanarak ciddi kararlar alacaklardı.

Daha çok toplanırlar,çok kararlar alırlar bizlerde bunları alkışlarız. İftar sofralarına bu yıl da oturanları duyuyoruz.

Burada sizin kabahatiniz yok mu diyenlere verilecek cevabımız elbette vardır.

Bizim ciddi kabahatimiz vardır, bunların önüne geçemedik ama bilmediğiniz bir şey daha var oda, BİZ AYAK OYUNLARINI BİLEMİYORUZ ve oyunu bozmasını beceremedik.Pes. 7.7.2014

Abbas TAN