MUHARREM ORUCU VE AŞURE

MUHARREM ORUCU ve AŞURE

Abbas Tan

Aleviler yıllardır Muharrem ayında oruç tutarlar ve arkasından  Aşure çorbası yaparak dağıtırlar.

Bu uygulamanın inancın gereğimidir yoksa kültürmüdür birçokları bilmezler ancak şartlar ne olursa olsun bunu yerine getirmeye çalışırlar.

Bir başka konu da bütün yaşamlarını miladi takvime göre düzenlerler ancak Muharrem orucu ve Aşure Hicri takvime göre uygulanır.

Muharremde tutulan oruca bir çok Alevi bölgesinde İMAMLAR ORUCU veya 12 imam orucu derler.

Muharrem demelerinin nedenini Kerbela’da olayların (Hz.Hüseyin ve yakınlarının bu ayda öldürülmesi) Muharrem ayında yaşanmasına bağlarlar.

Bu düşünceden hareket edecek olur isek Muharrem orucu Aleviliğe sonradan girmiş demektir. Çünkü oniki imam aşkına bu oruçları tutuyoruz denildiğine göre ya 12 imamların tamamının vefatından sonra başlanmış yada imamların yaşadığı dönemlerde kaç imam vefat etmiş ise o kadar oruç tutuyorlardı ki bu çok mantıklı bir gerekçe sayılmaz.

Muharrem orucu ile oniki imamların bağı var ise niçin müslümanlarda Muharrem orucu yoktur.

Aşure de aynı anlama gelir.

Aşure çorbasının oniki çeşitten olmasını zorunlu kalan canlar vardır.

Dördüncü imam döneminde 4 gün oruç tutup dört çeşit gıda ile mi Aşure çorbası yapılıyor du? 

Sekizinci imam döneminde 8 oruç ve sekiz çeşitten mi çorba yapılıyordu?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Aleviler uzun süreden bu yana on (10) gün oruç tutuyorlarken Binbeşyüzlü yıllarda  oniki imam anlayışı ile tanıştıktan sonra  oniki güne çıkartmışlardır.

Aşure çorbası çok daha farklı bir gerekçe ile Alevilerce yapılmaya başlanmış oda şekil değiştirmiş denebilir.

Rivayet odur ki;

Bir kıtlık döneminde köydeki evlerde yiyecek kalmayınca köydeki Pir, köylülere ricada bulunur.

Herkes evinde,mutfağında yiyecek ne varsa getirsin .

Köylüler olanlarını getirip topluca çorba yaparlar ve birlikte paylaşırlar.

Hasta olanlar ve yaşlılar gelemediği için de onları çorba gönderirler.

Yaşanan o yokluğu unutmama,paylaşımı gelecek kuşaklara en iyi şekilde anlatabilmek için her yıl aynı tarihte bu aşure yapılıp dağıtılmaktadır.

Aşurenin de Ongün orucunda her yıl aynı günde tarihi net ve sabit olmasına rağmen Hicri takvime göre oruç tutup aşure yapılmaya başlandı ve Müslümanların Ramazan orucu ve Kurban Bayramları esas alınarak takvim değiştirilmiş oldu.

Alevilerin diğer önemli günlerinin tarihi sabit iken bu değişiklik niye?

Hızır,Gağand,yeni yıl, Heftemal … gibi.

Alevi kurumları ve Alevi yol önderlerinin bu yanlıştan bir an önce dönmeleri gerekir.

Aşure ile ilgili bir başka anlatım ise;

Nuh peygamberin gemisi karaya oturduğunda (Nuh tufanı) hayatta kalanlar gemide kalan yiyeceklerden bir yemek yapar ve yerler. Aşure o tarihten kalmadır … diyenler vardır.

Bunun doğruluğu kabul edilecek olsa Nuh Peygamber ile Alevilerin inançsal bir bağı varmıdır?

Nuh peygamberin ümmeti bu uygulamayı yapıyor mu? Aleviler Nuh peygamberin ümmeti olabilir mi?

Bir başka konu ise ;

On gün oruç oniki oldu. Şimdilerde bir gün önce Fatma ana orucu,üçgün masumu pak orucu tutulmaya başladı.

Masumu pak olarak kimleri sayıp üç gün tutuluyor.

Bazı Aleviler ondört masumu pak anlayışını savunuyorlar. O halde ondört gün masumu pak orucu tutmalarını önermeliyiz.

Böylece 12+14+1 =27 + 3 gün de Hızır orucu eder 30.

Ramazana alternatif bir oruç tutarlar ki eşitlenmiş olur.

Aleviler,Alevi kurum yöneticileri,ocak mensupları ve yol talipleri artık bu gerçekleri tartışma zamanı geldi ve geçiyor.

Çıkınız ortaya net tartışma başlatın ve Alevileri bu sıkıntıdan kurtarın.

Aşk ile.