SİVAS ve MADIMAK
SİVAS VE MADIMAK
22 yıl önce 2 temmuz 1993 yılında Pir sultan Abdalı anmak için Sivas’a giden Şair, Yazar,Ozan,Bilim adamı,bağlama çalan, semah dönen canların arasından 35 canın yakılarak yaşatılan vahşetin arkasından 22 yıl geçti.
Burası Sivas,nasıl bir Sivas.
Toprağından ozan fışkıran,çilelerin yaşandığı ama sazın susmadığı,deyişlerin söylendiği,semahların dönüldüğü bir bölgedir Sivas.
1993 yılında insanlık tarihinin kabul edemediği ve edemeyeceği, örneği çok az bulunan bir vahşet yaşandı. O günden bu yana aslında değişen bir şey yoktur. Zihniyet aynı zihniyet,anlayış aynı,yönetim anlayışı aynı,bakışlar aynı.
2 Temmuza gelmeden önce Sivas’ta yaşananlara bir bakmak gerekir.
Pir Sultan Abdal , Banaz, 1500,1560
Kul Himmet, 1500-1560
Cogi Baba ilk sivil örgütlenmeyi başlatan
Kul Hüseyin, 1500-1600
Er Gaip Abdal, Banaz, 1500-1600 Pir Sultan Abal’ın oğlu
Pir Mehmet, Banaz (1500 – 1600) Pir Sultan’ın oğlu
Kemteri (Sefil Kemter) Kale köyü, Şarkışla (1750 – 1818
Kul Veli (Abdal Veli) İğdecik, Şarkışla (1750- 1853 )
Aşık Ruhsati,Deliktaş, 1856-1899
Feryadi 8Hüseyin Konuş),Şarkışla, 1855-1940
Serdari(Aşık Hacı) (Çolak) Şarkışla (1835 – 1931 )
Agahi Veli , Kılıçcı Köyü, Şarkışla (1850
Feryadi ( Deli Derviş ) (Kul Yusuf) , Kangal (1824-1904)
Ruhsati Mustafa, (Cehdi, İcadi) Deliktaş (1835 – 1911)
Aşık Veysel Şatıroğlu, Sivralan Şarkışla (1894
Zaralı Halil Söyler (İnce Halil) (1906-1964
Dertli (Sefil Hüseyin) ( Kale Köyü- Sivas
Feryadi (1914 – 1987)
Emsali (1900 – 1978)
Kul Sabri ,Hüyük, 1851-1931
Feyzullah Çınar,Divriği, 1937-1983
Muhlis Akarsu, 19.. -1993
Devrani- Şarkışla 1928-1993
Aşık Ali İzzet,Şarkışla, 1902- 1981
İbrahim Aslanoğlu (1920 – 1995)
Noksani Baba, Kangal
Ali Kızıltuğ Divriği (1944 – Divriği)
Şah Turna
Rıza Arslandoğan , Divriği 1952
Cemal Acar (1957 Gürün
Sefil Gülhani (Mehmet Kargı) (1940 Gürün.
Sefil Selimi (Ahmet Günbulut),Şarkışla, 1933-
Aşık Talibi Coşkun,Şarkışla, 1904
Aşık Kasım Karşı,Divriği, 1959
Minhacı Deliktaş
Abdullah Papur
Ateşe semah duran Hasret Gültekin ve ismini yazamadığım nice ozanlar ve
Birde bunlara taş çıkartacak cinsten zalim birisi
Hızır Paşa yada Hınzır Paşa.
Bu kadar çok ozanın yetiştiği Ozanlar diyarı Sivas’ta bu kadar cevherin çıkmasının nedeni sanırım o bölgede yaşanmış nice olumsuzlukların bir ürünü olsa gerek.
Nedir bu yaşanan olaylar ve bunların gerekçeleri nelerdir?
Danişment devletinin kurulduğu bir bölgedir Sivas.
650 yılında tıpkı Pir Sultan Abdal gibi Pülümür’den Şebinkarahisar yakınlarında bir yere gelen ve buradan Bizanslılar tarafından asıldığı söylenen SİLVANUS vardı ve mekan Sivas’tı.
1400 yılında Timur’un Sivas kalesini kuşatmasından sonra yapılan antlaşmada kan dökülmeyecekti.
Evet, kan dökülmedi ama 7-8 bin insan ya boğularak yada elleri bağlanarak kuyulara atıldılar. Buda Sivas’ta yaşandı.
1517 Nurali Ayaklanması Sivas’ta.
1518 Şeyh Celal ayaklanması Sivas’ta.
1525 Zünnü ayaklanması Sivas’ta.
1526 Kalender Çelebi ayaklanmasının başlangıç yeri Sivas’ta.
1560 Pir Sultan Abdal’ın ZULME BAŞKALDIRMA ve DARAĞACINA GİDİŞİ Sivas’ta.
1598 Karayazılı Abdulhalim bey isyanı Sivas’ta.
1919 4 Eylül Sivas Kongresi Cumhuriyetin temelinin atıldığı kararın verildiği yer de Sivas.
1921 Koçgiri olayı Sivas’ta.
1978 4 Eylül 1978 birinci Sivas olayları Alibaba mahallesi baskını Sivas’ta.
1993 2 Temmuz Madımak olayları,35 insanın hayatını kaybettiği ve Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak sloganları ile bir Otelin içerisinde 35 insanın yakıldığı,bağbarlığın,vahşetin ayyuka çıktığı yer yine Sivas’tı.
Aşık Veysel’in büstünün kendi memleketinde dikilmesine izin verilmeyen bir ildir Sivas. Aşık Veysel’in Sivas’ta dikilmek üzere yapılmış olan heykeli hala İstanbul’da sürgünde bekliyor.
Daha buna ilave edilecek birçok olaylar Yaşanmış Sivas ilinde. Bütün bunların arkasındaki gerçekler nedir sorusuna bakalım.
Etnik ve siyasi yapı son derece önemlidir.
Günümüzde 2.7.2015 tarihi itibariyle gösterilmeye çalışılan siyasi buhran ve geleceğe yönelik tahminlerin yapılabileceği günümüzle, geçmişte yaşananlar öncesindeki durumu çok iyi tahlil ettiğimizde gelecekte bizleri nelerin beklediğini de artık çok iyi görmemiz gerekmektedir.
Aleviler bu gün olduğu gibi yıllardır 2 Temmuzda Madımak önünde toplanarak taleplerini dillendirmektedirler ve bu taleplerini de dillendirmeye devam edeceklerdir.
Onurlu mücadele yavaş yavaş meyvesini vermeye başladı. İktidar bunları görmezden gelse de, kulaklarını tıkamaya devam etse de haklı taleplerin karşısında uzun süre dayanması mümkün değildir.
Kimi anlayış koltuk değneği olarak sürünüp dursa da sonuç hem kaygı verici hem de “her karanlığın sonu aydınlıktır.”
Yarın 3 Temmuz Çorum olaylarının 35. yılı,daha sayamadığımız nice vahşetleri anmaya unutmamaya,unutturmamaya devam edeceğiz.
Yitirdiğimiz Sivas şehitlerimizin arkasından bakınız bir ozan duygularını nasıl dile getirmiş.
Sivas ellerinde ölüm
Kucak açtı bana bugün
Dönemem bekleme anne
Selam olsun sana bugün.
Semahları kavurdular
Türküleri savurdular
Yüzümüzü çevirdiler
Ölümlerden yana bugün.
Diyar diyar gezen idim
Dertli dertli yazan idim
Bir yürekli ozan idim
Sazım düştü kana bugün.
Nedendir bu hak nedendir
Korkuyorlar durgun sudan
Otuz yedi tane fidan (33+2)
Dizildi can cana bugün.
Doymak bilmediler kana
Yüzlerce yıldan bu yana
Nesimi’den Pir Sultana
Yine döndük düne bugün.
Nedir çektiğimiz zulüm
Üstümüzde yağlı ölüm
Dizgin vurulurmu gülüm
Böylesi bir kine bugün.
2.7.2015 Abbas Tan